Torunlar Dedelerini Asla Unutmaz, Unutturmaz…

26/04/2018 gecesi başlayan Çanakkale tarihi, doğal ve turistik gezimiz iki bölümden oluşmaktadır. İlk gün tarihi Gelibolu yarımadasını ziyareti ardından Assos antik kent turu yaparak, keyifli bir gezi gerçekleştirdik.

Çanakkale geçilmez!

Bunu bilmek, bir devir gençliğini Çanakkale de şehit vermiş bir milletin çocuklarının hakkıdır.

Bu duyguyla gerçekleştirdiğimiz Çanakkale gezisinde daha yolda iken Ülkemizin ne kadar değerli bir coğrafya olduğunu konuştuk. Devraldığımız emaneti bize hatırlatan dedelerimizi anmaya o ruhu yaşamaya gidiyoruz dedik.

Atalarımızın, bu vatana hizmetlerini anlamaya çalışmak elbette ki biz torunları için çok önemlidir. Bu vatan topraklarında, bu gün özgürce yaşamamızı onlara borçluyuz.

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı içerisinde gezilecek, görülecek pek çok alan bulunmaktadır. Çanakkale Savaşı'nın yaşandığı geniş bölgede; Çanakkale'nin Eceabat ilçesinin 12 yerleşim alanı bulunmaktadır ve bu yerleşim alanlarından 8 tanesi, Milli Park sınırları içerisindedir. Alçıtepe, Behramlı, Bigalı, Büyükanafarta, Kilitbahir, Kocadere, Küçükanafarta ve Seddülbahir köyleri, Eceebat'ın Milli Park içerisinde yer alan yerleşim yerleridir. Bölgede batık gemiler, toplar, siperler, kaleler, burçlar ve savaştan kalan daha pek çok şey bulunmaktadır. Türk şehitlerle birlikte Avusturalya, Yeni Zelanda, İngiliz ve Fransız askerinin savaş mezarları ve anıtları yine bu bölgede yer almaktadır.

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli parkı 33.000 hektarlık alanı içine almaktadır. Yarımada gezimize Ecebat’tan başlıyoruz. Bizi ilk karşılayan dur yolcu silueti oluyor. ”Burası bir devrin battığı yerdir” Sırada Kilitbahir deniz kıyısında Fatih Sultan han zamanında yapılan savunma kaleleri biz karşılıyor.

Savaşın gerçek yüzü ile karşı karşıya idik. Tam karşımızda Namazgâh tepe ve mecidiye tabyaları duruyordu. Düşman gemilerinin bombardımanın altında ki karanlık koy, yaralılarımızın İstanbul a sevk edildiği koylar, saldırıyı geri püskürten tabyalar, Hakkı Beyler, Seyit Onbaşılar, Hüseyin beyler Mustafa Kemal Paşa ve daha niceleri.

 Ya kaybettiklerimiz!

Kaybettiklerimizi tekrar tekrar yaşadığımız Sargı yeri şehitliğine uğruyoruz. Çanakkale savaşında hastane olarak kullanılmış bir bölge burası. Gördüklerimizle o anları tekrar yaşıyor gibiydik. Askerin nasıl tedavi edildiği gösteren bal mumu heykeller, etil kazanları, tıbbi malzemeler ve tedavi usullerini inceliyorduk. Hastanenin olduğu bu bölge düşman saldırısına uğramış ve ağır kayıp verdiğimiz alanlardan bir tanesi idi.

Çanakkale üstüne ne söylenebilir ki orada son sözü Mehmetçik söylemedi mi?

Bu bir dünya savaşı ve masum birçok insan hayatını kaybettiği yer Çanakkale.  

Neden savaştığını bilmeyen milyonlarca insana mezar olan coğrafya. Ama biz bu coğrafyayı elde tutmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce Çanakkale’yi, Çanakkale’de gençliğini, umutlarını, sevdalarını hayallerini bırakanların destanını paylaştık.

Umudumuz odur ki gençlerimiz gördükçe, okudukça yüreklerinde vatan sevgisi, millet sevgisi tomurcuklansın… “Bastığı yeri toprak diyerek” geçmesin. Bu vatan benim, bu bayrak benim. Kimseye vermem. Diyebilsin.

Bir yıl süren Çanakkale Savaşı’nda aylarca siperlerde yatan, en kıymetli şeyini canını hiç düşünmeden veren nice şehidimizi saygı ile anıyor ve ruhlarına Fatihalarımızı gönderiyoruz.